24 Nisan 2009 Cuma

Yaramaz Timur

Bizim küçük yaramaz ne dersek tam tersini yapmaya pek meraklı. Hatta bizim itirazlarımızı oyun haline getirmeye başladı. Pek eğleniyor baksanıza...

''Gidiyoyuuz...''

Oğlumuz gezmeye bayılıyor. Biz de onu gezdirmeye tabii... Geçenlerde park çıkışı ani bir kararla kendimizi Silivri'de bulduk. Burdaki alışveriş merkezi çok ferah ve çocuklar için mükemmel bir oyun alanı var. Bu geziden üçümüz de çok memnun kaldık ve en kısa zamanda tekrarlayacağız...



23 Nisan 2009 Perşembe

Pazar sabahı


Pazar sabahı sahile indik. Biraz yürüyüş yaptıktan sonra entel pazarını gezdik. Timur ilk defa mısır koçanını eline alıp biraz ''ısırarak''bizi sevindirdi. Bu durum pek uzun sürmedi çünkü tam o sırada karşımıza kocaman bir tavşan çıktı. Bu tavşan ''görevli'' olduğu standtan firar etmiş bir kaçaktı ve birbirinden güzel iki yavrusunu ardında bırakmaktan hiç de üzülmüşe benzemiyordu. Timur tavşanı görünce sevincinden ne yapacağını şaşırdı. Hele yavruların yanına gittiğimizde öyle coştu ki biz daha ne olduğunu anlayamadan bir tanesini kapıverdi. Elinden zor aldık yavruyu.



Timur arabasında pek durmuyor artık. İlle de kendisi itmek istiyor,yorulunca da ''kucağa''deyip gene arabasında oturmuyor. Bu da beni çok yoruyor doğrusu ama neyse ki pazar sabahı babamız yanımızdaydı...






Gezerken bir baktık Timur'un anneannesi,dedesi ve dayısı da sahile inmişler; hemen oturduk çayımızı sodamızı birlikte içtik. Dayısı Timur'a kendi meyveli sodasını tattırdı ve ufaklığın elinden şişeyi almak bir daha mümkün olmadı...

İM'in açılışındaydık...

Geçtiğimiz hafta Fatma teyzemizin iş yerinin açılışı vardı.'' İM (sümerce kil anlamına geliyor) Seramik ve Sanat Evi'' çok güzel bir yer olmuş. Teyzem çok büyük emek vermiş olduğu eserlerini sergilerken biz onun başarısıyla gurur duyduk ve onun adına çok mutlu olduk.
Gelelim Timur'a ... Ataşehir'e vardığımızda ufaklık uyuyordu biz de bir süre arabada kalıp uyanmasını bekledik. Bir türlü uyanmayınca onu uyandırmak zorunda kaldık, tabi bu hiç hoşuna gitmedi. Neyse ki sonunda davetlilerin arasındaki yerimizi alabildik. Timur önce aile fertleriyle hasret giderdi, sonra uzun süredir görmediği arkadaşı Tuna'yla biraz oynadı. Bir ara baktım kuzenleriyle yan bahçede top oynuyor. Sonra Ceren geldi ve o andan sonra Timur sadece Ceren'le ilgilendi. Oğlumuz aşık oldu galiba... : )



















13 Nisan 2009 Pazartesi

Maaile kahvaltı keyfi

Pazar sabahı halamız,Evrim abimiz ve dayımız kahvaltıya geldiler. Timur çok mutlu oldu. Özellikle halasını pek özlemiş bizim ufaklık. Sürekli ondan öpücük istedi ve küpelerini görme bahanesiyle yüzünü okşadı. Elif
ve Evrim gene bir sürü hediye almışlar hepimize. Özellikle Timur'un cicileri o kadar güzel ki dayanamadım hemen giydirdim. Fırsat bu fırsat deyip çıplak kalan kolları bacakları afiyetle yedik tabi... : ) Kalabalığın verdiği heyecanla öğlen uyumadı bizimki. ''Hala öpücük!''deyip deyip soluğu salonda halasının yanında aldı...Akşam vakti halasının gidişine çok üzülen Timur ona telefon açıp gene ne zaman görüşebileceklerini sordu... : )




Oyn hamuu... : )

Birkaç haftadır oyun hamuruyla oynuyoruz. Timur ilk seferinde eline geçirebildiği tüm şekilleri elleriyle un ufak edip, ayağıyla bir güzel ezdi. Daha sonraki günlerde, bu yeni materyale alışınca kendisi de şekil yapmaya başladı. En çok top yapmayı seviyor (en kolay geldiği için...). Bu minik topları birleştirip tırtıl yapıyoruz. Ama bu oyunu pek uzun sürdüremiyoruz çünkü yer gök, üst baş oyun hamuru oluyor ve biz de soluğu banyoda alıyoruz... : )

10 Nisan 2009 Cuma

Babaanne'yi uğurladık

Geçtiğimiz pazar babannemize gittik. Bize çok güzel yemekler yapmıştı gene. Timur ilk defa kendi isteğiyle yedi. Özellikle kestaneli pilavi öyle bir iştahla kaşıkladı ki, biz yemeyi bırakır korkusundan sevincimizi bıyık altından gülmekle sınırlamak zorunda kaldık. Yemekten sonra Timur, Evrim'le(bizim ufaklık ona enişte demeyecek) top oynayarak,Elif halasıyla ise kapı arkasında saklambaç oynayarak özlem giderdi. Bunun ardından hep beraber bahçeye indik ve oğlumuz aileye yeni katılan alman kurdu Jack'le tanıştı. Öyle kaynaştılar ki bir süre sonra bir baktım birlikte kovalamaca oynamaya başlamışlar. Yalnız Jack bizimkinin ellerini ağzına alıp, pantalonundan çekiştirmeye başlayınca bu oyunu sonlandırdık. Fatma teyzesinin atölyesini de gezip iyice yorulan Timur, yolculuğa çıkacak olan babaannesi ve İlker dedesiyle vedalaştı. Arabaya binerbinmez uyuyan ufaklık yol boyunca hiç uyanmadı... : )


Melis'le tanışma...

Geçenlerde Ebru-Arif çiftini ve onların yeni doğan kızları Melis'i ziyaret ettik. Arkadaşlarımızın dünyalar tatlısı çok güzel bir kızları var. Timur, Melis'i sevmemize biraz bozulmuş olacak ki resim çekilirken kendini yerden yere attı. Bizim ufaklığı birtürlü kadraja sokamayınca onsuz resim çektirdik. Artık bi dahaki sefere...

7 Nisan 2009 Salı

İyi ki doğdun dede!!!


Geçtiğimiz hafta Timur'un dedesinin doğum gününü kutladık. İyi ki doğdun babacığım!!! Beraber nice mutlu yıllara!!! Seni çok seviyoruz!!!

Dayı'nın odası


Timur dayısının odasında vakit geçirmeye bayılıyor. Özellikle yorulduğu zaman ''diya''nın yatağına uzanıp elleri ensesinde televizyon seyrederken pek tatlı oluyor. Dayısının hafta içindeki yokluğundan istifade edip odayı sahipleniyor bizimki.Yakında tamamen el koymaya niyetlendiğinden şüpheleniyoruz. Ayrıca anneanne ve dedesini dayıdan kıskanıyor. Öyle ki Engin anneanne veya dedenin yanına veya yakınına oturacak olursa onu oradan kaldırıp, odanın dışına çıkartıp ''sen git'' diyor... Dayımız da Timur'a cips ikram ederek her seferinde gönlünü almayı başarıyor... Şimdilik... : )

''Kitaa...''


Geçenlerde Necla halamı, Kanarya ablam ve kızları İrem ve Necla'yı ziyaret ettik. Sağ olsunlar çok cici bir gitar almışlar. Gitarın melodileri arasında Timur'un en çok sevdiği çocuk şarkıları var. Bu yüzden özellikle gece ''kitaa...''yla oynamadan uykuya dalmak yok...

Timur'un en iyi arkadaşı... : )


Anneannesi Timur'un en iyi arkadaşı. Bizim ufaklık anneannesini gördüğü anda ''gel gel'' diyerek gardıroba sokuyor. Orada saklambaç oynamayı çok seviyor ama bir şartla; anneanne de yanında olacak.
Böylece ona ''Timur'ca'' sevgisini gösteriyor. Yanaklarını salya içinde bırakana kadar yalayarak öpmek, bununla yetinmeyip ısırmak, ''çimik'' diyerek çimdiklemek, sevinç çığlıkları ata ata saçlarını çekmek suretiyle coştukça coşuyor bizimki. İkisinin de mutluluğuna diyecek yok doğrusu. : )

5 Nisan 2009 Pazar

Evdeki işler

Geçen yaz kaldırdığımız elektronik davul setini tekrar kurmaya karar verdik ve Timur bu kurulum aşamasında, tornavidasıyla babasına yardımcı oldu. Gerçi herşey hazır olduğunda davul çalmayı pek te özlemediğini gördük ama olsun, babası çalar nasıl olsa... :)



Timur evde sürekli annesinin peşinde, bu yüzden her yaptığı şey ilgisini çekiyor. Özellikle elektrikli süpürge, şarjlı süpürge ve paspas olaylarına ilgisi büyük...

4 Nisan 2009 Cumartesi

"Paaka" :)

Havalar biraz olsun ısındığından beri Timur annesi ile yine Avcılar'daki çocuk parklarında boy göstermeye başladı. Artık medivenleri de kendi başına çıkabiliyor ufaklık; sadece çok çabuk yorulup kucak istiyor :).

Her gün, hatta bazen günde iki defa parka gidiyor Timur; haftasonları babası da katılıyor tabi. "Parka gidelim" anlamında "paaka, gidiyo" diyor; dışarı çıkmazsa evde çok sıkılıyor ufaklık.

Tek problem, yünlü giysileriyle kayan çocuklar nedeniyle statik elektrik yüklenen plastik kaydırak... Bir iki sefer çarpıldıktan sonra çekiniyor bizimkisi biraz. "Eektik" diyor, elektrik çarptı anlamında :). Çok tatlı çok...



Marmara caddesinde yürürken olmazsa olmazlar; Burger King'in giriş kısmına çıkmak ve hemen yanındaki Arçelik bayisinin beyaz eşyalarını yoklamak...