23 Nisan 2009 Perşembe

Pazar sabahı


Pazar sabahı sahile indik. Biraz yürüyüş yaptıktan sonra entel pazarını gezdik. Timur ilk defa mısır koçanını eline alıp biraz ''ısırarak''bizi sevindirdi. Bu durum pek uzun sürmedi çünkü tam o sırada karşımıza kocaman bir tavşan çıktı. Bu tavşan ''görevli'' olduğu standtan firar etmiş bir kaçaktı ve birbirinden güzel iki yavrusunu ardında bırakmaktan hiç de üzülmüşe benzemiyordu. Timur tavşanı görünce sevincinden ne yapacağını şaşırdı. Hele yavruların yanına gittiğimizde öyle coştu ki biz daha ne olduğunu anlayamadan bir tanesini kapıverdi. Elinden zor aldık yavruyu.



Timur arabasında pek durmuyor artık. İlle de kendisi itmek istiyor,yorulunca da ''kucağa''deyip gene arabasında oturmuyor. Bu da beni çok yoruyor doğrusu ama neyse ki pazar sabahı babamız yanımızdaydı...






Gezerken bir baktık Timur'un anneannesi,dedesi ve dayısı da sahile inmişler; hemen oturduk çayımızı sodamızı birlikte içtik. Dayısı Timur'a kendi meyveli sodasını tattırdı ve ufaklığın elinden şişeyi almak bir daha mümkün olmadı...

Hiç yorum yok: