22 Ağustos 2008 Cuma

Timur'la bir gün...


Son günlerde kahvaltı etmeyi reddeden Timur'a ne yedirebileceğimi kara kara düşünürken bizim minik oğlan denemek amacıyla aldığım organik kuru üzümlere bayıldı. İşin sırrı galiba onları yemesi yasakmış gibi yapmam. Ben kaseyi önünden çektikçe vahşi kuzumuz üzümlere iştahla saldırdı. Yanındaki resimde göründüğü üzere annannesini birkaç gündür görmemiş olan ufaklık onu çok özledi ve kavuştukları an bu güzel ''sevgi yumağı'' pozu ortaya çıktı...:)


Uyumaya direnen kuzu, çocuk şarkıları cd'si çalarken uykuya dalıyor. Üstelik şarkılar ninni falan da değil, hepsi neşeli hareketli parçalar. Ben bu işi çözememiş olsam da bu şekilde uykuya dalmasından son derece mutluyum. Timur'u uyutmak dünyanın en zor işlerinden biridir çünkü...


Timur uzun uğraşlar sonucunda su içmeye alıştı. Hatta zebrasının da susamış olduğunu düşünmüş olacak ki gün içinde sık sık ona da su veriyor. :) En çok sevdiği aktivitelerden biri de oyuncak kutusunun içine oturup kırmızı arabasıyla oynamaktı...ta ki bir gün yana devrilene kadar... O günden beri kutunun içine oturmadı...




Canım oğlum artık ev işlerinde bana ''yardım ediyor''... :) Süpürgeye deli oluyor, oyuncaklarıyla oynamak yerine ''vuuu...'' sesi çıkartıp, hortumu ileri geri hareket ettiriyor. Ne zaman çamaşır asmaya kalksam ''mava'' deyip mandalları kapıyor ve bana birer birer uzatıyor. Sen büyüdün mü yoksa minik kuzu...?

Hiç yorum yok: