Babanın doğum günü...

Geçtiğimiz hafta babamızın doğum günüydü. Aile arasında küçük bir kutlama yaptık, nefis bir pasta yedik... İyi ki doğdun canım!!! Birlikte nice mutlu yıllara!!! Seni çok seviyoruz!!!

Babasının doğum günü vesilesiyle Timur uzun süredir görmediği ve çok özlediği babannesine kavuştu. Kısa süreliğine de olsa hasret giderdiler.

Dondurmayı çok seviyoruz...

Oyun alanında...

Fazla söze gerek yok.Oyuncakçının oyun alanına bir girdik 4 saat çıkamadık...

Havuç,Limon ve beyaz kuş

Timur, evimizin yanındaki petshop'a uğrayıp orda uzunca vakitler geçirmeyi alışkanlık haline getirince, ona minik iki balık aldık. İsimlerini de renklerine uygun olarak; Havuç ve Limon koyduk. Timur bayıldı tabii... Sürekli balıkları eline alıp sevmeye çalışıyor. Bunu yapmaması gerektiğini anlatmaya çalışıyoruz ama pek başarılı olduğumuz söylenemez.


Yolumuzun üstünde bir de güvercinlik var. Burayı keşfettiğimizden beri kuşları petshopta değil de burda seyretmeye başladık. En sonunda güvercinlerin sahibi Timur'a kuşlardan birini hediye etmeyi teklif etti. Timur da bembeyaz olanı seçti... Bu kuş artık Timur'un ama güvercinlikte kalacak ve bizim adımıza bakılacak... : )
Timur her sabah ve her akşam güvercinini ziyaret ediyor, kafesi açtırıp kuşun başını okşuyor ve ertesi gün tekrar geleceğini söyleyip ordan zor ayrılıyor...

Elektronik eşyalar ve okumak

Oğlumuzun favori uğraşı her türlü elektronik eşyanın markasının yazılışını ezberlemek ve bulunduğumuz her ortamda gördüğü tanıdık her logoyu okuyarak etraftaki insanları şaşkınlığa uğratmak. Media Markt, Vatan, Darty ve diğerleri Timur'un en çok sevdiği mekanlar.
''Oğlum parka gidelim.'' diyoruz...
''Beni Darty'ye götür.'' diyor
Geçenlerde işyerindeyken eline bir dergi aldı ''Biraz okuyayım da...'' dedi. Baktım bazı kelimelerin yazılışını ezberlemiş bana gösteriyor.
''Bak anne burda şal yazıyor'' dedi önce, sonra birkaç tane daha kelime gösterdi.
Şaştım kaldım tabii...Ne ara öğrendi bunları benim miniğim...

Lunaparktayız...

Geçtiğimiz pazar Timur'u lunaparka götürdük. Beraber çocuklar için olan hız trenine bindik. Timur bayıldı tabii...Virajlardan bir tanesi özellikle çok sertti ve ordan her geçişimizde oğlumuz ''Yaşasın uçuyorum...!'' diye bağırdı... Sonra uçan fillere tek başına bindi ufaklık. Döne döne öyle uykusu geldi ki, gündüz onu uyutmamayı kararlaştıran bizler için günün kalanı inanılmaz zor geçti...

Denize taş atmaca...

Geçenlerde çocukları Büyükçekmece sahiline götürdük. Timur ve Işıl bol bol koşup oynadılar, denize taş attılar. Yiğit ise çok küçük olduğundan annesinin kucağından etrafa gülücükler atarak eğlenceye iştirak etti... : )

'' Ben diş doktoru olucam...''

Son bir aydır Timur'un dilinden düşmeyen cümle bu... Boş kaldığımızda minik oğlum dişlerimi muayene etmekten geri kalmıyor... Bütün alet edevat ve malzemeler önce onun kontrolünden geçiyor...

O benim minik diş doktorum... : )

Açılıştan...

Uzun süreli bir uğraştan sonra, Timur'un annesi kendi muayenehanesini açabildi... Böylece annemiz çalışsa da Timur yanında olabilecek ...
Açılışta bizi yalnız bırakmayan dostlarımız ve ailemize teşekkür ederiz...

Açılış günü Timur'un dedesinin de doğum günü olduğundan ufak bir kutlama da dede için yapıldı.

Dedesinin hediyesini Timur kendi elleriyle verdi... :)

Kutsal şato

Timur ile birlikte ara sıra gittiğimiz Outlet Park içindeki şişme şatodayken...

Fotoğrafta dikkat çeken yön, ışık hüzmesi ve Timur'un bakış açısı...

Ankara rüzgarı

Timur, yüzyüze sık görüşemediği dayısı ile birlikte Bauhaus - Real - Burger King üçlemesinde... :)

Bauhaus'ta uzun süre kapılarla oynadıktan sonra, dayısının dondurma ısmarlama vaadiyle vazgeçti oyunundan Timur ve karamelli dondurmasının keyfini sürdü...



Bauhaus'ta "kapı açıp kapatmaca" oyunu sırasında tam kayıt yapmaya karar verdiğimde parmağını sıkıştırdı ufaklık. Neyse ki fazla birşey olmadı minik parmağa...

Elif halanın doğumgünü

Daha dün gibi ama üstünden 2 ay geçmiş :).

Bir Cuma akşamı, Timur ile birlikte Avcılar'dan Ataşehir'e 2,5 saat süren bir yolculuk sonrasında ancak ulaşabilmiştik.