26 Ağustos 2009 Çarşamba

Günlük haller...

Timur artık ellerini kendisi yıkıyor... :)

Oyun kaçmasın diye Timur bu ara oğlen uykusu uyumak istemiyor. Bu sefer de gördüğünüz şekilde sızıyor... : )

24 Ağustos 2009 Pazartesi

Timur arkadaşlarıyla oyun oynuyor...


Bizim yan bahçe kreş gibi, günün her saati çocuk kaynıyor. Ufaklıklar en sevdikleri oyuncaklarını alıp bahçeye iniyor ve hepberaber oynuyorlar. Çok tatlılar hepsi de... : )

10 Ağustos 2009 Pazartesi

Küçük dalgıç


Havuzda edindiği bir alışkanlıkla Timur küçük küvetinde dalmaya çalışıyor. Orda büyük çocuklara baka baka dalışlarını taklit etmeye başlamıştı...Hava bu ara serin olduğu için oğlumuzu havuza götüremiyoruz. Görüldüğü üzere çalışmalarımıza evde devam ediyoruz...

İlk resim


Timur'un ''kendi elleriyle'' yaptığı ilk resim... : )

Yakışıklı


Timur'un bu pozu son zamanlarda benim de, babamızın da favorisi...

Deniz otobüsü


Bursa dönüşünü ilk kez Mudanya'dan feribota binerek yaptık. Böylesi çok daha rahat ve hızlı oluyormuş doğrusu. Timur'un da çok hoşuna gitti, etrafı büyük bir merak ve hayranlıkla inceledi. Ama biz peşinde dolaşmaktan çok yorulduk... : )

4.Etap: Bursa

Bursa'ya bir geceliğine uğramak niyetindeyken, hastalanmam üzerine Timur'la ben kaldık. Babamız ise iş başı yapacağı için İstanbul'a dönmek zorunda kaldı. Ne var ki döndüğü gece babamız da hastalandı. Böylece Rota ailedeki herkesi dolaşmış oldu.
Annane ve dedemi annemin ameliyatından beri görmemiştim, teyzemleri ise 2 yıldır. Bu yüzden bu zorunlu misafirlik bir bakıma hepimiz için çok iyi oldu. Timur, Oğulcan abisiyle bol bol oyun oynama fırsatı buldu. Bu oyunlar daha çok Timur'un Oğulcan'ı kovalaması, ısırmaya ve tırmalamaya çalışması şeklindeydi. Ama şimdi, evimize döneli haftalar olmuşken, hala eline arabacık dolu poşetini alıp kapının önünde durup ''Beni Oğulcan abime götür.'' demesinden kuzenimi çok sevmiş olduğunu anlıyoruz.








6 Ağustos 2009 Perşembe

...ve hastalandık


Tam Göcek'ten ayrılacağımız gün oğlumuz hastalandı. Meğer Rota salgını varmış, bütün çocuklar hastaymış buralarda. Göcek'te hastane olmadığından ve Fethiye'de hastanedeki doktorlar geçici görevde olduklarından sonunda oğlumuzu Letoon'a götürdük. Nasıl dayandı o yola, sonra dönüş yoluna, sonra ertesi günkü Bursa yoluna bilmiyorum. Ben bir ertesi gece Bursa'ya vardığımızda hastalandım ve üç gün ayağa kalkamadım. Bu badireden Timur'un gerçekten çok güçlü bir çocuk olduğunu anladık. Çok kötü olmadıkça ağlayıp sızlanma huyu hiç yok canım oğlumuzun... Çok seviyoruz biz onu...

Göcek devam...

Buralara kadar gelmişken bazı yerleri görmeden edemedik. Sırasıyla İnlice, Patara, Katrancı koyu, Sarıgerme ve İztuzu'na gittik. Bizim favorimiz İztuzu oldu. Timur burayı o kadar çok sevdi ki onu denizden çıkartamadık... En güzel tarafı gidiyorsun gidiyorsun bakıyorsun hala dizinde deniz...






3.Etap: Göcek

Timur uzun bir aradan sonra dedesi ve Şenay ablasıyla hasret giderdi. Bol bol gezip eğlendi... Özellikle ''Toprak Ana''yı çok sevdi. Burası çevre dostu bir girişimcinin büyük emek vererek yapmış olduğu şahane bir yer. Etrafta tavşanlar koştururken siz oradaki tavukların yeni yumurtlamış olduğu yumurtanızı yiyip, yanıbaşınızda yüzen balıkları seyredebilirsiniz. Timur keçiyi, koyunu eliyle okşadı, ama zıp zıp zıplayan kurbağalardan biraz huylandı. Biz de onun bu tatlı haline bayıldık doğrusu...