27 Nisan 2008 Pazar

Buluşma

Geçen hafta içinde buluşup ta sözleştiğimiz üzere, hafta sonunda Arif ve eşi Ebru ile Recep ve arkadaşı Canay bizdeydi.

Maksat Timur'u görmek ve geçmiş doğumgünüm için biraraya gelmekti. Gelindi de :).

Timur da yeni yüzler görmekten çok mutluydu, özellikle güzel bayanlara hiç hayır demez bizimkisi...



İkinci resimde elimdeki kumandayı kamufle edişime dikkat. :)

Ataşehir yolları...

Geçen hafta sonu, doğumgünüm ve Bodrum ekibinin (Timur'un babaannesi, büyük dedesi ve büyük babaannesi) İstanbul'a dönüşü sebebiyle yine Ataşehir yollarındaydık.

İlk resimde net bir şekilde görüleceği üzere, yolculuk sırasında Timur al yanaklı oldu :). Direkt olarak güneş ışığı almamasına rağmen hassas cildi hemen kızarmış oğlumun.




Halası ve eniştesi yine oyuncak almışlar Timur'a; hem de kocaman bir kutu içerisinde bir "kum şekillendirme kiti" :). Ufaklık tabiki ilk önce yeni oyuncağının bir tadına baktı...







Öğle uykusunu kaçıran Timur, akşam üzeri artık iyice uykuya yenik düştü ve daha kucağımda uyuyakaldı.
Uykudan sonra yemeğe gittiğimiz büyük dayısı ve yengesi balık ziyafeti hazırlamışlardı ama henüz sadece ızgara yiyebildiği için tadına bakamadı kalkanların. Bu görevi vekaleten ben yerine getirmek zorunda kaldım... :)




8 Nisan 2008 Salı

Yeni arabamız


Pazar günü başımıza burda ayrıntılı anlatamayacağım son derece kötü bir kaza geldi. Kısaca şöyle diyeyim; oğlumuzun bacaklarının yerli yerinde olması veya belinin kırılmamış olması bir mucize. Bunun üzerine dün akşam babamız elinde Timur'a aldığı yeni arabayla geldi. Bu 3. arabamız. Umarım bundan memnun kalırız. Ufaklık şimdiden sevdi gibi, baksanıza nasıl da gülümsüyor...

Koltukla ilk tanışma


Cumartesi göz muayenesinden sonra eski iş yerime gittik. Maksat hem Timur aylardır görüşmediği Mehmet amcasını ziyaret etsin ve Aslı ablasıyla tanışsın, hem de biz dişlerimizi muayene ettirelim. Tabii ufaklık durur mu ...? Koltuğa atladığı gibi aspiratöre asıldı, elinden zor aldık. Tükrük emiciyi kaptığı gibi ağzına soktu ve öyle hoşuna gitti ki, muayyenhane baba oğul arasında gerçekleşen ufak çaplı bir güreş münasabakasına sahne oldu. Sonunda baba galip geldi de hortumu ağzından çıkarabildik. Koltuğa oturmuşken Timur da muayene oldu ve benden yıldızlı pekiyi aldı. Yoğun geçen günün ardından ufaklık arabaya biner binmez uyudu...



Göz muayenesi



Geçtiğimiz cumartesi Timur'u göz muayenesine götürdük. Doktorumuz şimdilik herşeyin yolunda olduğunu, 2 yaş civarı tekrar uğramamız gerektiğini söyledi. Oğlumuz orayı çok beğendi, elimizden tutup turlamayı ihmal etmedi. Timur bütün doktorların ve hastaların ilgi odağı oldu. Bundan memnun olmuş olacak ki muayene sırasında çok uykulu olmasına rağmen uslu durdu.


7 Nisan 2008 Pazartesi

Bir rocker yetişiyor.



Bu günlerde oğlumuzun gitara karşı ilgisi arttı. Bilgisayar odasına her giriş çıkışımızda mutlaka çalıyoruz. Babamız bu sene Timur'u da Rock n'Coke'a götürmeye niyetli. Siyah bandana, siyah tişort, işte sana babasının izinden giden, omuzlarda taşınacak küçük bir rocker. Bir kaç sene sonra evde koşturan küçük bir Joe Satriani görürsek hiç şaşırmam...

Hey DJ !



Canım oğlum müzik dinlemeyi çok seviyor. Kulaklığı taktı mı kafa sallamaya başlıyor bizimki... Kafa sallamayı babasından öğrendi. Radyo bütün gün açık , bazen kafa sallayarak bazen el çırparak eşlik ediyor çalan müziğe. Bazen de şarkı söylüyor ki bu durumda biz onu yememek için kendimizi zor tutuyoruz.

3 Nisan 2008 Perşembe

Timur'un banyo sevdası


Benim tatlı bebeğimin son zamanlarda en çok sevdiği şey elimizden tuttuğu gibi banyoya koşmak. Önce çamaşır makinasını , ardından banyo sepetini yokluyor , sonra sıra banyo dolabındaki deterjanlara geliyor...İzin vermeyince küvete yönelip içine girmeye çalışıyor. O da olmayınca onu kucağa alalım diye kollarını uzatıp , aynanın altında ne varsa yakalamaya çalışıyor. Günümüzün neredeyse yarısı böyle geçiyor. Banyo yapmayı da çok seviyor. Küvetinden her çıkartışımızda çığlık çığlığa ağlıyor ; banyosu hiç bitmesin istiyor. Bu halini çok seviyoruz.

...ve sonunda tanıştık!!!





Geçtiğimiz cumartesi , aylardır sözünü ettiğimiz ve bir türlü gerçekleştiremediğimiz buluşma gerçekleşti . Timur ve Arda , ben ve Mısra sonunda tanışabildik . Arda'nın şirinliğini anlatmaya kelimeler yetmez , hele o kıvır kıvır sarı saçlarına bayıldık . Her iki haylaz da diş çıkarttığından biraz sıkıntılıydılar ama tatlılıklarına diyecek yoktu... İkisi de tam yemelik. Bize davul çaldılar, yürüyüş bandında yürümeye çalışarak bizi güldürdüler. Mısra ve Kuthan'da çok tatlı insanlar ve mükemmel birer anne baba... Rejimde olduğumuzdan aklımıza getirmemeye çalışıyoruz ama bahsetmeden geçemeyeceğim şeylerden biri de getirdikleri o muhteşem tatlılardı. Her ikimiz de tatlıya çok düşkün olduğumuzdan yerken mest olduk. Bizi bu mükemmel lezzetle tanıştırdığınız için çok teşekkür ederiz. (Umarım bu tehlikeli düşünceler rejimimizin sonunu getirmez.) Bir ara baktım bizim kucağımızda Arda , Mısra'yla Kuthan'ın kucağında Timur ... Öylesine kaynaştık ve eğlenceli bir akşam geçirdik. Yeni arkadaşlarımızı çok sevdik ve en kısa zamanda tekrar buluşmayı umuyoruz.

1 Nisan 2008 Salı

Tuvana'nın ziyareti

Geçtiğimiz hafta arkadaşlarımız Filiz ve Özer , kızları Tuvana'yı da alıp Timur 'u ziyarete geldiler.
Bu buluşmadan son derece memnun kalan oğlumuzun Tuvana'yı sevme çabaları görülmeye değerdi. Tuvana şirin mi şirin , tatlı mı tatlı bir cimcime olmuş görmeyeli...Hele kıvır kıvır saçları o kadar güzel ki , anında bizim Timi'nin ilgi odağı oldu. Başlangıçta pek neşeli olmayan Tuvana (bize gelmeden önce 3 yaşındaki kuzeninin tırmıklarına maruz kalmış,yüzündeki kırmızı izler ondan.) Timur'un çabalarını boşa çıkartmadı ve sonunda gülümsedi. Ufaklıklarla ilgilenmekten bitap düşen biz , bir çift laf edemeden gecenin sonuna geldik. Bir dahaki sefere inşallah...